Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Aynı karanlık da örtse üstümüzü, herkes kendi gecesinde izler başka bir gökyüzü.
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Reklam
Sadece siz ve koca bir gökyüzü. Başka kimseye ihtiyacınız olmazdı. Koca göğün altında siz tek başınıza yeterince önemliydiniz.
Sayfa 113Kitabı okudu
“Geyikli gecenin arkası ağaç Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı” ister istemez aşkları hatırlatır Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş Şimdi de var biliyorum Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli Hiçbir şey umurumda değil diyorum Aşktan ve umuttan başka Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor
Gökyüzü, çocuklar arasındaki büyük değişikliğe uyarcasına, başka türlüydü bugün. Öyle pusluydu ki, kimi yerlerde sıcak hava beyaz görünüyordu. Güneş, sanki daha yakınlardaymış, o kadar yakıcı değilmiş gibi donuk bir gümüş rengi almıştı ama sıcaklık boğucuydu.
Özgürlük ana babaların reddedildiği ya da gömüldüğü yerde değil, olmadıkları yerde başlar. İnsanın, kimden olduğunu bilmeden dünyaya geldiği yerde. İnsanın ormana atılmış bir yumurtadan dünyaya geldiği yerde. İnsanın, gökyüzü tarafından yere tükürüldüğü ve hiçbir minnet duygusu olmaksızın ayağını yere bastığı yerde.
Sayfa 128 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
Yeryüzü, Gökyüzü Direnen Düşünceler Sınırlarının bitimine dek gerilen gergefin üzerine, işleniyor ilmek ilmek nefret. Huzur, tamamen boşaltıldı hayatlarımızdan; ruhlarımıza kelepçeler, prangalar vuruldu! Seni, beni, öbürünü, diğerini hiçbirimizi kayırmayacak bu acı; aksi suretini tek çırpıda göstererek taradı muhataplarını... ‘’kaldırıp atılacak kötülükler bön tavırlarıyla, uzaklara’’ Daha geç olmadan, şimdi tanımalısın kafana çalınan apansız ağrıları. Şimdi bir başka bakmalısın dünyaya; hayatına, dostlarına, ahbaplarına. Yıllanmış suretini hiç olmadığı kadar iyi tanıyorsun, billurlaşan fikirlerinde olgunlaştın; istenilmeyeni atarak, küf tutmuş yüzünü kazıyarak dünyanın, daima ilerliyorsun. Kaynadıkça tadı kaçmış, öfkenin sindirdiği, zihinleri yitilmiş, nefret buudunda kabil olmuş siluetler, tanımıyorlar seni; tanımak istemiyorlar, saldırıyorlar daima! Bedenleri bilinçlerinden kopmuş; insanlıktan boşanarak, hayvanlıkta buluşmuşlar!.. Sende, yaşamın bu viraneliğine rağmen katiyen anlayamayacakları bir dilden seremoni; belki, son duymak istedikleridir bu... Yüksel, yükselebildiğin kadar Ey aciz bedenim, ruhum. Bir adımlık yerdesin, ölüm ve yaşama Derdinse kaybolmak, vasatlığın pençesinde.
Günaydın. Geride bırakmak ne zor. Bir yeri terk etmek ya da birini, küsmek, görüşmemeye çabalamak değil; geride bırakmak. Varlığını hiç olmamışçasına yok etmek. Ne zor. Calligarich, "Ama hep böyledir işte, yaşam boyu tanıştığımız değil, geride bıraktığımız insanlardır bizi biz yapan," der. Geride bıraktıklarımıza da şükür sevgili okur.
Dünyanın derdini düşününce ne denli sıkılıyor canımız. Kimselerin umurunda değil olan bitenler. Alasdair Gray, "Senin kalbin bu berbat dünya için biraz fazla iyi canım," der. Varsın öyle olsun sevgili okur. Dünya berbat diye rengini alacak değiliz bu cehennemin. Elbette üzülecek, elbette dertleneceğiz. Çiçekli bir gün dileriz. Var
"Ama artık istediğim o değil. Şimdi başka bir şey istiyorum; sıcak, korunaklı bir şey, sığınabileceğim bir şey, her ne yapmış, kime dönüşmüş olursam olayım geri dönebileceğim bir şey. Hep orada olduğunu bileceğim bir şey, anlıyor musun? Sabah gökyüzü gibi..."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.